10 Nisan 2025 15:54

Avukat Baran Doğan Mahir Polat'a verilen ev hapsi kararını değerlendirdi: Ev hapsi de sağlık hakkını engelliyor

Avukat Baran Doğan, hasta mahpusların tahliye edilmemesinin hukuk devletine uygun olmadığını, yargılamanın işkence olarak kullanılamayacağını ve Polat’ın ev hapsinde tutulmaması gerektiğini söyledi.

Avukat Baran Doğan Mahir Polat'a verilen ev hapsi kararını değerlendirdi: Ev hapsi de sağlık hakkını engelliyor

Mahir Polat | Fotoğraf: ANKA

Özlem Songül Abayoğlu
[email protected]


İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, tutukluluğu boyunca sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmedi, iki kere hastaneye kaldırıldıktan sonra sağlık sorununun iyice kötüleşmesinin ardından tahliyesi gerçekleşti. Ancak bu tahliye ev hapsi ile kısıtlandı.

Silivri’deki Marmara Cezaevinden tahliye edilerek cezası ev hapsine çevrilen Mahir Polat’ın ev hapsindeyken sağlık hizmetine ulaşma koşullarını Ceza Hukukçusu Avukat Baran Doğan ile konuştuk.

“Durumunun acil olduğunu ispatlamak zorunda”

Tutuklamanın da ev hapsinin de bir koruma tedbiri olduğunu ve hukuki maliyetlerinin aynı olduğunu hatırlatan Doğan, “Her ikisi de sanığın özgürlüklerini kısıtlar ve sanığın hareket özgürlüğüne bir sınırlama getirir. Tutuklama daha kapsamlı bir sınırlama getirerek cezaevine hapseder. Ev hapsinde ise aynı kısıtlama evde yapılır. Kişi belli bir alanda kısıtlanır ve o alanın dışına çıkamaz izin almadan. Ancak kişinin acil sağlık erişimi gerektiren bir durum olduğu halde bu durumda kişi bunu ispatlamak kaydıyla hastaneye götürülebilir ya da sağlık hizmeti evde de verilebilir. Ancak bunu daha sonra ispatlaması gerekiyor. Diyelim ki kişi bir sağlık sorunu yaşadı ve hastaneye götürüldü. Orada sağlık sorununun ciddi olmadığı anlaşıldı. Doktorlar sağlık raporunun ciddi olduğuna dair gerekli belgeyi vermeyi uygun bulmadı. Kişi bunu ispatlayamamış olacak. Böyle sıkıntılar da ortaya çıkabiliyor. Bir tedavi alması gerekiyorsa da tedavi programını da belirterek savcılığa başvuru yapması ve izin alması gerekiyor” diyerek, süreci anlattı.

“Haklara erişim konusunda tam özgürlük şart”

Tahliye edilmeyen hasta tutukluların olmasının bir hukuk devleti açısından vahim bir durum olduğunu söyleyen Avukat Doğan, “Bir hukuk devletinde cezayı bir işkenceye çeviremezsiniz. Ceza ilk çağlardaki gibi bir azap çektirme yöntemi değildir. Siz bir koruma tedbirine başvuruyorsanız tutuklama bir gereklilik olmalıdır. Teknolojinin bu kadar geliştiği, kişinin pek çok şekilde kontrol edildiği bir ortamda ‘Kaçma şüphesi var, o yüzden tutukladık’ gibi sözler gerçekçi değil. Türkiye’de ev hapsinde geçen 2 gün hapiste geçen 1 gün olarak kabul ediliyor. Yani bu bir hapis türü aslında. Kanunda ‘Konutu terk etmeme’ şeklinde adli kontrol tedbiri olarak geçiyor ama uygulamada bir hapis türüdür. Türkiye’de adli kontrol tedbirleri ölçüsüz şekilde uygulandığı gibi ev hapsi de kontrolsüz biçimde uygulanıyor. Mahir Polat gibi sağlık sorunları olan birinin bu ev hapsinde de tutulmaması gerekiyor. Kişinin haklarına erişimi konusunda tam bir özgürlüğe sahip olması ve sağlık hakkını tam olarak kullanabilmesi gerekiyor. Doğal olarak uygulanan ev hapsi de hukuka aykırıdır. Çünkü sağlık konusunda öngörülemeyecek pek çok soruna yol açabilir” şeklinde konuştu.

Kalp krizi geçiren mahpusa ‘tansiyon’ denildi

Mahir Polat dışında cezaevlerinde sağlık hakkına ulaşamayan, sağlık sorunları yaşadığı halde tahliye edilmeyen ya da tahliyesi ertelenen pek çok tutuklu bulunuyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre 2024 yılının ilk 9 ayında en az 50 tutuklu hayatını kaybetti. Yaşamını yitirenlerin çoğu hasta tutuklulardı. Adalet Bakanlığı verilerine göre de 2024 yılının 11 ayında, cezaevlerinde 709 tutuklu yaşamını yitirdi. Ayrıca Adalet Bakanlığı, ekim 2024’te yaptığı açıklamada, 8 bin 521 tutuklunun tahliyesinin “İyi halli olmadıkları” gerekçesiyle ertelendiğini belirtti. İHD Hapishane Komisyonu ise her cumartesi İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere pek çok ilde hasta tutukluların serbest bırakılması için basın açıklaması yapıyor.

Fotoğraf; MA

Bu hasta tutukluların son örneği ise Marmara 9 Nolu Kapalı Cezaevinde tutulan ağır hasta Soydan Akay. Sağlık durumu her geçen gün ağırlaşan Akay, mart ayı içerisinde 4 kez kardiyolojik ve enfeksiyon, 3 kez ise kalp krizi ve tansiyon şikayetleriyle olmak üzere toplam 7 kez hastaneye kaldırıldı. Akay, aynı şikayetlerle 26 Mart’ta tekrar cezaevi kampüsündeki hastaneye kaldırıldı. Cezaevi hastanesinde kalp krizi geçiren Akay’a, “yüksek tansiyon” denilerek tekrar koğuşuna gönderildi. Ailesi raporlarını başka bir doktora gösterdiğinde ise Akay’ın kalp krizi geçirdiği anlaşıldı.

Cezasını tamamladığı halde tahliye edilmeyen bir diğer hasta mahpus ise Emre Erdem. Ailesi ve avukatlarının verdiği bilgiye göre Erdem vertigo, bacak ve eklemlerini etkileyen ağır ortopedik sorunlar, görme kaybı, diş hastalıkları ve bu hastalıklarına bağlı ağrılar, yürüme ve hareket güçlüğü, baş dönmesi, denge kaybı, sürekli bulantı hissi ve beslenme bozukluğuna bağlı zayıflama sorunları yaşıyor. Tek başına yaşamını sürdüremeyen Erdem, cezaevindeki arkadaşlarının da bakımına muhtaç.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İşçi canı bir tahlil parası bile etmedi
Özel hastane, beyin kanaması geçiren işçisini ‘tetkikler pahalı’ diye ölüme yolladı

İşçi canı bir tahlil parası bile etmedi

İşçi Serkan Temelci, Hintli tekelin sahibi olduğu iş yerinden tazminatsız atıldı; işe başladığı özel hastanede ilk gün yere yığıldı, henüz ücret almadığı için parasızdı, hastane pahalı tetkikleri yapmadı; 2 hastane dolaştıktan sonra can verdi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
13 Nisan 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et